​​​Paratroit Nakil Ünitesi​

Türkiye'de her türlü transplantasyon için Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Biriminden onay almak zorunludur. Bu onay, hem nakil yapılacak organ ya da doku için, hem de bunu yapacak kurum için ayrı ayrı alınmaktadır. Sağlık Bakanlığı başta böbrek ve karaciğer nakli olmak üzere 20'den fazla organ ya da doku nakli için izin vermiştir ancak paratiroit nakli için böyle bir uygulama olmamıştır.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Nisan 2013 tarihinde Sağlık Bakanlığına resmi başvuruda bulunarak, yaptığı klinik, deneysel çalışmalarla, bilimsel alt yapı ve teknolojik alet parkı ile hem Türkiye'de ilk kez paratiroit nakli için bakanlık nezdinde onay verilmesini sağlamış, hem de bu onayı alan ilk ve tek kurum olmuştur.


Ünitemiz Hakkında

Türkiye'de her türlü transplantasyon için Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Biriminden onay almak zorunludur. Bu onay, hem nakil yapılacak organ ya da doku için, hem de bunu yapacak kurum için ayrı ayrı alınmaktadır. Sağlık Bakanlığı başta böbrek ve karaciğer nakli olmak üzere 20'den fazla organ ya da doku nakli için izin vermiştir ancak paratiroit nakli için böyle bir uygulama olmamıştır.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Nisan 2013 tarihinde Sağlık Bakanlığına resmi başvuruda bulunarak, yaptığı klinik, deneysel çalışmalarla, bilimsel alt yapı ve teknolojik alet parkı ile hem Türkiye'de ilk kez paratiroit nakli için bakanlık nezdinde onay verilmesini sağlamış, hem de bu onayı alan ilk ve tek kurum olmuştur.

Dünyada paratiroit nakli sadece belli üniversitelerde ve saygın kliniklerde, kısıtlı sayılarda yapılan bir uygulamadır. Tıp literatürüne bakıldığında paratiroit allo transplantasyonu ile ilgili çok az sayıda makale olması bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi paratiroit naklini Türkiye'de ilk kez yapmakla kalmamış, bu konuda dünyanın ilk multidisipliner merkezini kurmuştur. Ekibimiz içinde yedi ayrı bilim dalından (genel cerrahi, tıbbi biyoloji, iç hastalıkları, nefroloji, endokrinoloji, patoloji, biyofizik)  akademisyenler yer almaktadır.

Tüm nakiller Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği çerçevesindeki kurallar doğrultusunda uzman bir ekip tarafından gerçekleştirilmektedir.


Paratiroit Nakli Nedir?

Paratiroit nakli (tıbbi terminolojiyle paratiroit allotransplantasyonu), bulaşıcı hastalığı ve kanseri olmayan bir insandan, kendisinin ya da vasisinin onayı ile alınmış paratiroit hücrelerinin kalıcı hipoparatiroidi teşhisi konulmuş hastalara naklidir.

Paratiroit nakli; hızlı sonuç veren, maliyeti diğer tedavi alternatiflerinden daha düşük olan, uzun erimli, ameliyat ve sürekli vücut savunma sistemini baskılayan ilaç alımı (devamlı immunsupresyon) gerektirmeden yapılan yeni, modern bir tedavi yöntemidir.

Kalıcı Hipoparatiroidinin Başka Tedavi Yöntemleri Yok mu?

Türkiye'de ve dünyada kalıcı hipoparatiroidi tedavisinde en sık kullanılan tedavi alternatifi ilaçlardır. Bu ilaçlar aslında hiç de karmaşık preparatlar, formülasyonlar olmayıp, doğrudan kalsiyum içeren tabletler ve kalsiyumun vücuttaki etkinliğini arttıran D vitamininden ibarettir.

İlaç tedavisinin etkinliği düşüktür, maliyeti yüksektir ve komplikasyon riskleri (en sık mide ve oniki parmak bağırsağı ülserleri) vardır. İlaç tedavisinin etkinliğinin kısa süreli, düşük, maliyetinin ve komplikasyon risklerinin yüksek olmasına rağmen en sık uygulanan tedavi olmasının nedeni paratiroit nakil olanağı bulunan merkezlerin olmamasındandır. Üstelik ilaç tedavisinde yapılan şey, eksik olan kalsiyumu geçici bir süre yerine koymaktan ibarettir. Oysa nakilde asıl eksik olan paratiroit hücreleri vücuda verilerek bir yandan kalsiyum eksikliği doğal yoldan karşılanırken, diğer yandan da bu hücreler sayesinde maksimum metabolik cevap (kemik erimesinin önlenmesi, kansızlığın önlenmesi, vs) elde edilmiş olur.​

Paratiroit Bezleri Nedir ?

Paratiroit bezleri, boyun ön bölümünde, tiroit (guatr) bezinin her iki yanında bulunan insan vücudunun en küçük organlarıdır. Boyutları irice bir pirinç tanesi kadar olup genellikle 4 tanedirler. 


Paratiroit bezleri ne işe yarar?

Paratiroit bezlerinin görevi kan kalsiyum düzeyini ayarlamaktır. Bunu, ürettikleri parathormon (PTH) sayesinde yaparlar. Eğer paratiroit bezleri çok çalışırsa, çok PTH üretirler ve kanda kalsiyum düzeyi artar. Eğer az çalışırlarsa, az PTH salgılarlar ve kanda kalsiyum düzeyi düşer. İnsan vücudunda kan kalsyum düzeyini ayarlayan paratiroit bezlerinden başka hiçbir organ ya da doku yoktur.

Kanda kalsiyum düzeyi düşerse ne olur?

Kalsiyum, hücrelerde mikro düzeydeki metabolik süreçlerden, kanın pıhtılaşmasına kadar birçok vücut fonksiyonunda görev alan bir elementtir. Ancak kalsiyumun insan sağlığındaki en büyük önemi kas kasılmasında kendini gösterir.

Kanda yeterli düzeyde kalsiyum yoksa kaslar kasılamaz; halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, ellerde titremeler en belirgin şikayetlerdir.

Unutmamak gerekir ki, insan vücudundaki en önemli kas kalp kasıdır ve o da diğer kaslar gibi tam fonksiyon görmek için kalsiyuma gereksinim duyar. Kan kalsiyumu düştüğünde kalp kası da kasılamayacağı için ani kalp durmasına veya felçlere (inme) kadar gidebilen ciddi sorunlar ortaya çıkabilir.

Guatr Ameliyatları ve Kalıcı Hipoparatiroidi

Guatr (tiroit bezi) ameliyatları dünyada en sık yapılan salgı bezi (endokrin) ameliyatıdır.

Guatr (tiroit bezi) ameliyatları dünyada en sık yapılan salgı bezi (endokrin) ameliyatıdır. Bu ameliyatlar Türkiye'de çok daha sık yapılır. Çünkü Türkiye coğrafi konumu ve beslenme kültürü özellikleri nedeniyle bir endemik (bölgesel/yerel) guatr ülkesidir. 

Guatr ameliyatları, ciddi ve zor bir ameliyat kategorisi olup özenli ve dikkatli bir çalışma gerektirir. Bunun iki önemli nedeni vardır:​

1-Paratiroit bezleri, tiroit (guatr) dokusuna bitişik ve çok küçük oldukları için eğer ameliyat sırasında özenli çalışılmazsa, fark edilmeden çıkartılabilirler ya da damarları hasar görerek fonksiyonlarını kaybedebilirler. Bu durum kalıcı hipoparatiroidiye neden olur.

2-Ses tellerine (vokal kordlar) giden sinirler tiroit (guatr) dokusunun hemen altındadırlar ve ameliyat sırasında kesilebilirler. Bu durum geçici ya da kalıcı ses kısıklığına neden olur.

Guatr ameliyatı sonrası kalıcı (yani 6 aydan uzun süreli) hipoparatiroidi görülme oranı %3-5'dir. Eğer hasta tiroit kanseri ise ve boyundaki lenf bezlerinin de çıkartılması gerekiyorsa bu oran %16'ya kadar çıkabilir.

Türkiye'de yılda yaklaşık 10.000 guatr ameliyatı (tiroidektomi) yapılmaktadır. Bu da yılda yaklaşık 300-500 yeni kalıcı hipoparatiridi hastası anlamına gelir.

EKİBİMİZ




​Prof. Dr. Adem AKÇAKAYA
(Genel Cerrahi, Organ Nakli Cerrahisi)
​​Prof. Dr. Yeliz Emine ERSOY
​(Genel Cerrahi, Endokrin Cerrahisi)
​​Op. Dr. ​Harika SALEPÇİOĞLU KAYA 
​(Genel Cerrahi, Endokrin Cerrahisi)
​​Doç. Dr. Emrah YÜCESAN 
​(Tıbbi Biyoloji, Genetik)
​Prof. Dr.  Meltem GÜRSU 
(İç Hastalıkları, Nefroloji)
​Dr. Öğr. Üyesi Beyza GÖNCÜ
(Moleküler Biyoloji, İmmünoloji)
​​Mol. Bio. Ömer Faruk DÜZENLİ
​(Moleküler Biyoloji)


BİLİMSEL DANIŞMA KURULU
​​Prof. Dr.​Rümeyza KAZANCIOĞLU
(İç Hastalıkları, Nefroloji)
Prof. Dr.​Ertuğrul TAŞAN 
(İç Hastalıkları, Endokrinoloji)​