​Sporcu Sağlığı Merkezi​​​​

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi "Spor Hekimliği Anabilim Dalı" 17 Nisan 2014 tarihinde Dahili Tıp Bilimleri Bölümüne bağlı olarak kurulmuştur. Türkiye'deki Vakıf Üniversiteleri içinde kurulan ilk Spor Hekimliği Anabilim Dalı olma özelliğini taşımaktadır. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi ise Türkiye'de bünyesinde Spor Hekimliği Anabilim Dalı bulunan ilk Sporcu Sağlığı Merkezi olarak hizmete açılmıştır.


Hakkımızda


Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi "Spor Hekimliği Anabilim Dalı" 17 Nisan 2014 tarihinde Dahili Tıp Bilimleri Bölümüne bağlı olarak kurulmuştur. Türkiye'deki Vakıf Üniversiteleri içinde kurulan ilk Spor Hekimliği Anabilim Dalı olma özelliğini taşımaktadır. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi ise Türkiye'de bünyesinde Spor Hekimliği Anabilim Dalı bulunan ilk Sporcu Sağlığı Merkezi olarak hizmete açılmıştır.

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Eyüp Sultan Yerleşkesi'nde 1100 metre karelik alana kurulan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi'nde poliklinikler, performans test laboratuvarı, kuvvetlendirme/koordinasyon salonu ve günde 150 sporcuyu tedavi edebilme kapasitesine sahip sportif rehabilitasyon ünitesi ile hizmetinizdeyiz.

Başlıca hedefimiz bilimsel veriler ışığında sporcuların sakatlanmalarını önlemek, sakatlanmış sporcuların ise sahaya güvenli ve hızlı bir şekilde dönmelerini sağlamak ve her branştaki ve her yaştaki sporcularımıza en ileri teknolojiyle ve güncel tedavi yaklaşımlarıyla hizmet verebilmektir. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi, yetkin akademik kadrosu ve en ileri teknoloji imkanları ile multidisipliner bir yaklaşımla sporcuların hizmetindedir.  ​


Hizmetlerimiz


  • Spor öncesi taramalar, spora yönlendirme ve sporcu lisans muayeneleri
  • Bireylerin egzersize uygunluğunu değerlendirerek yaralanmalardan korunma, kondisyon ve performansın geliştirilmesi
  • Kas iskelet sistemi yaralanmalarının tanı, tedavi ve rehabilitasyonu ile kısa sürede ve güvenli bir şekilde spora geri dönüşün sağlanması
  • Zayıflama ve kilo kontrolü amaçlı bireysel egzersiz programının oluşturulması ve düzenli takibi
  • Saha hekimi olarak ilk müdahalenin yapılması, kulüplerde takım doktorluğu uygulamaları
  • Sporcularda bireysel performans testlerinin ve biyomekanik analizlerin yapılması ve yorumlanması
  • Spora uygunluk raporunun verilmesi
  • Kişiye ve spora özel geliştirilen koruyucu proprioseptif ve nöromüsküler antrenmanlar sayesinde yaralanmaların önlenebilmesi
  • Sporcuların sezon öncesi/ortası ve sonundaki performans testlerinin yapılması ve değerlendirilmesi
  • Depresyon, Kanser, Dejeneratif eklem hastalıkları, Osteoporoz vb. gibi kronik hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde egzersiz tedavisi
  • Ön çapraz bağ yırtıkları, menisküs lezyonları gibi yaralanmaların preoperatif ve postoperatif rehabilitasyonları
  • Spor yaralanmalarından korunma, performansın geliştirilmesi, beslenme, doping konularında sporcuların, antrenörlerin ve kulüp yöneticilerinin bilgilendirilmesi


Kimlere Hizmet Veriyoruz?

  • Milli sporcular
  • Profesyonel/amatör sporcular
  • Rekreasyonel (sağlık için egzersiz yapan) sporcular
  • 7'den 77'ye sağlık için düzenli egzersiz yapan/yapmak isteyen her birey​


Nasıl Güçlü ve Sağlam Kaslara Sahip Oluruz?


Kas ve iskelet sisteminin kuvvetli olması, yaşamsal fonksiyonların yerine getirilebilmesi  açısından hayati önem taşımaktadır. Sağlam bir kas ve iskelet sistemine sahip olabilmenin yolları hakkında Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Spor Hekimimiz Doç.Dr. Tolga Saka açıklamalarda bulundu.  


Ağırlık çalışmalarında kaslarımızın dayanıklılığını ve kas kitlemizi nasıl arttırırız?

Büyük kas güçlü müdür? Evet. Kas liflerinin büyüklüğü daha fazla kuvvet çıkartılmasını sağlar. Öyleyse kaslarımızın büyük olmasını nasıl sağlayabiliriz? Kaslar maruz kaldıkları kuvvete oldukça iyi uyum sağlarlar. Eğer hiç ağırlıkla karşılaşmıyorlarsa boyutları küçülebilir. Ağırlık çalışıldığı zaman da boyutlarını arttırma yönünde bir davranış sergilerler. Varsayalım biceps kasımızı kullanarak (dirseği bükme hareketi) 5 kg ağırlığı rahatlıkla 30 kere kaldırabiliyoruz. Her gün bu hareketi 3 kere tekrarlıyoruz. Yani günde 90 kere 5 kiloluk ağırlığı kaldırıyoruz. 3 ay sonra biceps kas çevremizi (pazu) ölçüyoruz ve görüyoruz ki 3 aylık süreç içinde hiçbir gelişme olmamış. Aslında kasın dayanıklılığında gelişme oldu fakat kas kitlemiz artmadı. Kas kitlemizin artmasını istiyorsak kasımızda mikro düzeyde yırtıklar oluşturmamız gerekiyor. Mikro düzeyde olan yırtıklar eğer yeterli süre ile istirahat yapıldığı taktirde kasın fonksiyonunda bariz bir bozulma yapmaz ve egzersiz sonrasında aldığımız besinler sayesinde kas tamiri süreci devreye girerek kaslarımızın tamir edilmesini uyarır. Kasın tamir süreci için istirahat ettirilmesi gerekliliği önemli bir detaydır. Kasın istirahati derken ağırlık kaldırılmamasını fakat normal günlük aktivitelerin yapılmasını kastediyorum.


Kaslarımızda nasıl mikro yırtık oluşturacağız? Mikro yırtık oluşturulmaya çalışılırken büyük bir yırtığa neden olur mu?

Bundan korunmak için şu tarz bir yöntem kullanılabilir: Biceps kasımızı çalıştırmak istiyoruz. Öncelikle maksimum 3-4 kere ağrısız şekilde kaldırabileceğimiz ağırlığı tespit etmemiz gerekiyor. 5 kilo ile başladık diyelim. Rahatça 18 kere kaldırdık. Hayır, bu bizim için fazla hafif. 7 kiloyu deneyelim. 14 kez kaldırabiliyoruz. Yine hafif kaldı. Çeşitli denemeler sonunda 15 kiloyu 3-4 kere kaldırabildiğimizi bulduk. Antrenmanlarımızda 15 kilonun %70'ini kullanabiliriz. Yani 10 ya da 11 kiloluk ağırlık bizim için mikro yırtık oluşturabilir. Çalışma setlerimiz 3x6, 4x6, 3x8, 4x8, 3x10, 4x10 şeklinde değişiklik gösterebilir. Set sayılarının birbirlerine karşı üstünlüğü henüz gösterilmemiştir. Özetlersek biceps kas kitlemizi arttırmak istiyorsak 10-11 kiloluk ağırlığı bir seferde 6,8 ya da 10 kere kaldırabilir ve aralarında 30-40 sn boşluk bırakarak 3 ya da 4 kez tekrar edebiliriz. Her gün bu egzersizi yapmak istirahate izin vermeyeceğinden, haftanın 2-3 günü bu egzersizi tekrarlamak mantıklı görünüyor. Kaldırdığımız 10-11 kilo bize hafif gelmeye başladığında (bu ağırlığı 15 seferden fazla kaldırabiliyorsak) %10'luk ağırlık arttırmamız gerekecektir. Bu yöntemle kaslarımız sağlıklı bir şekilde kitlesini arttıracak ve güçlenecektir.


Test ve Antrenman Sistemleri

  • Alter G Koşubandı Sistemi

Yerçekimi etkisinin %20 seviyelerine kadar ortadan kaldırılmasını sağlayan Alter G koşubandı sistemi sayesinde kalça, diz ve ayak bileği yaralanmaları ya da ameliyatları sonrasında erken dönemde yürüme ve koşma aktivitelerini gerçekleştirebilmekteyiz. Sporcuların eklem ameliyatları sonrasında sahaya dönememelerinin en sık sebebi olan tekrar yaralanma korkusunun engellenmesi için de oldukça yararlı bir yöntemdir.

  • İzokinetik Test, Rehabilitasyon ve Antrenman Sistemi

Cybex Humac Norm cihazı ile istenilen kas gruplarının izometrik ve izokinetik kas kuvvet parametreleri ve propriosepsiyon değerleri farklılıkları saptanabilmektedir. Ayrıca izokinetik antrenmanlar ile kasların maksimum şekilde kuvvetlendirilmesi de sağlanmaktadır.

  • Quadriceps ve Hamstring Esneklik Ölçümleri/Antrenmanları

Hamstring esneklik kaybının ve quadriceps/hamstring kuvvet dengesizliklerinin diz, kalça ve bel eklemi ve alt ekstremite kas yaralanmalarına zemin hazırladığı bilinmektedir. Anterior ve posterior kas esneklik ölçüm ve antrenman cihazları ile iki bacak arasındaki esneklik farklılıkları ortaya konmaktadır. Kişiye özel hazırlanan germe antrenmanları (anterior/posterior esneklik cihazları, stretching kafesi) ile esneklik farklılıklarının ortadan kaldırılması sağlanmaktadır.

  • Vertimax Antrenman Sistemi

Vertimax antrenmanları ile sporcunun ihtiyacına göre spora spesifik kuvvet ve hız kazanımları sağlanmaktadır. Direnç ipleriyle bağlanan sporcu, kendi spor branşında yaptığı hareketleri birebir canlandırabilmektedir.

  • Skillmill Koşu Bandı Sistemi

Motorsuz ve kademeli dirençli skillmill koşu bandı sistemi ile sporcunun beceri, güç, dayanıklılık ve hızı arttırılmaktadır. Skillmill üzerinde yan/geri koşu ve yürüme, hızlı koşu, yokuş tırmanma, yön değiştirme gibi spesifik antrenmanlar yapılabilmektedir.

  • ZR 8000 Zero Impact Koşu Sistemi

Yeni teknoloji koşu deneyimi sunan ZR 8000 cihazı ile alt ekstremite eklemlerine binen yükler minimize edilmektedir. Yaralanmaların erken dönemlerinde sporcunun koşu yapmasına ve kondisyon seviyesini korumasına olanak sağlamaktadır.


Merkezimizde Yapılan Testler, Değerlendirmeler ve Tedaviler

  • Aerobik -MaxVo2 ve Anaerobik -Laktat Eşiği Dayanıklılık Testleri
  • Wingate Alt ve Üst Ekstremite Anaerobik Güç Testleri
  • İzokinetik Kas Kuvvet Testi ve Tedavi Programları
  • Patlayıcı Kuvvet Testleri
  • Biyoimpedans Vücut Yağ-Kas ve Kemik Doku Analizi
  • Manual Tanı Yöntemleri ve Mobilizasyon Teknikleri
  • Postür Analizi, Duruş Bozukluklarının Teşhis ve Tedavisi
  • PRP Enjeksiyonları 
  • Kombine (Vakum, İnterferans, Elektrostimülasyon) Elektroterapi
  • ESWT
  • Manyetik Tedavi
  • ​Yerçekimin Azaltıldığı Ortamda Yürüme ve Koşma
  • ​Son Teknoloji Kuvvetlendirme, Esneklik ve Antrenman Cihazları
  • Sportif Rehabilitasyon ve Spora Geri Dönüş Programları

  • Hamilelikte Spor ve Egzersiz Nasıl Yapılmalı?

    Gebelik döneminde spora ne zaman başlanmalı sorusundan egzersizlere, spora ne zaman başlanıp ne zaman bırakılması gerektiğine, hangi sporların yapılasının daha uygun olacağından egzersiz sürelerine, uzak durulması gereken sporlardan anne karnındaki bebeğin sağlığının önemine kadar Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Spor Hekimimiz Doç. Dr. Tolga Saka açıklamalarda bulundu.  


    Hamilelikte Spor ve Egzersiz Nasıl Yapılmalı?

    Gebelik döneminde spora ne zaman başlanmalı sorusundan egzersizlere, spora ne zaman başlanıp ne zaman bırakılması gerektiğine, hangi sporların yapılasının daha uygun olacağından egzersiz sürelerine, uzak durulması gereken sporlardan anne karnındaki bebeğin sağlığının önemine kadar Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Spor Hekimliği AD Başkanı Doç. Dr. Tolga Saka açıklamalarda bulundu.  

    Gebelik döneminde egzersiz yapılır mı?

    Gebelikte kadın vücudunda anatomik, fizyolojik ve psikolojik değişiklikler meydana gelir. Gebe kadınlar için egzersiz planlanırken düşünülmesi gereken önemli bir husus vardır: Bebeğin sağlığı. Yapılacak egzersizlerin bebeğin (fetus) hayatını tehlikeye atmaması öncelikle önemlidir. Bu nedenle temaslı sporlardan uzak durulması önerilir. Egzersizin şiddeti de önemlidir. Çok şiddetli egzersiz yapıldığı zaman bebeğin ihtiyacı olan kan dolaşımının sağlanması zorlaşabilir.

    Gebelik döneminde kimler spor yapabilir?

    Öncesinde sağlık sorunu bulunmayan, düzenli spor yapan kadınların gebelik dönemi içerisinde yaptıkları egzersizler bebeğin sağlığına olumlu yönde etki eder. Aynı zamanda gebeliğin de daha az sorunla geçirilmesini sağlayabilir. Tam tersine gebe kalınmadan önce kişi sedanter bir hayat tarzı sürdürüyor, spor yapmıyor ve aşırı kiloya sahipse, bu kişiye gebelik döneminde önerilebilecek egzersizde kısıtlamalara gidilmesi kaçınılmaz olacaktır. Öncelikli hedef annenin ve bebeğinin güvenliğini sağlamak olmalıdır.

    Gebelikte ne gibi değişiklikler meydana geliyor?

    Gebeliğin ilk iki trimesterinde (trimester:gebeliğin 3 aylık dönemi) östrojen ve progesteronun artması insülinin aşırı salgılanmasına neden olarak annenin yağ miktarının artmasını sağlar. Yağ artışı gebeliğin son trimestrinde kullanılmak üzere artmaktadır. Toplamda ağırlık artışı hamilelik süresince 12 kg civarında olur. Bu ağırlık artışı beraberinde annede denge ve hareket sorunları oluşturabilir. Artan östrojen ve relaxin hormonları sebebiyle gebe kadınların eklemlerinde laksite (gevşeklik) oluşma riski artar ve bu durum yaralanmaların daha kolay olmasına zemin hazırlayabilir. İstirahat süresince bazal metabolizma artışı bebeğin de kaloriye ihtiyacı olduğu için %20-30 artar. Diğer bir deyişle gebelerin daha fazla kaloriye ihtiyaçları vardır.

    Gebelik süresince aldosteron salınımı artar ve vücutta su ve sodyum tutulumu olur. Böylelikle kan hacmi kademeli olarak %40-50 artar. Artan kan hacmi kalbin daha güçlü bir şekilde kan pompalamasını sağladığından, kan hacminin artması sportif açıdan performansın (aerobik sporlar) artmasını sağlar. Bu nedenle bazı sporcular tarafından doping yöntemi olarak da kullanılmıştır.

    3. trimesterde kalbe dönen kan miktarı özellikle supin pozisyonda iken bebeğin vena cava inferiora baskı yapması sebebiyle azalabilir. Bu nedenle sırt üstü pozisyonda egzersiz yapılması önerilmez.

    Gebelik sırasında bazı ihtiyaçlar bebek için elzemdir. Ana rahmine (uterus) yeterli kan akımının sağlanması bebeğin oksijen ve glukoz gibi besin maddelerini alabilmesi açısından önemlidir. Ayrıca bebeğin vücut ısısının da normal sınırlarda olması gerekir. Çünkü gebeliğin ilk 8 haftası teratojenik (bebekte anomalilerin olması) dönem olarak nitelendirilmektedir ve bu dönemde vücut ısısının çok artması teratojenik etki oluşma ihtimalini arttırabilir. Normalde istirahatte bebeğin vücut ısısı annenin ısısından 0.5 derece daha fazladır. Annenin ısısı şiddetli egzersizler sonucunda artarsa bebeğin de bu artıştan etkilenmesi olasıdır. Bu nedenle ilk 8-12 haftada annenin yüksek şiddette ya da hacimde egzersizler yapması önerilmemektedir. Bu dönem geçirildikten sonra gebelik öncesinde yapılan egzersizler sürdürülebilir.

    Egzersiz yapmaya başlamadan önce yapılması gerekenler nelerdir?

    Egzersiz yapmaya başlamadan önce mutlaka uzman doktor kontrolünden geçmek gerekir. Doktorların doğum sürecine, egzersiz fizyolojisine ve kas-iskelet sistemi muayenesine hakim olmaları gerektiği için mümkünse kadın doğum uzmanı ve spor hekimliği uzmanının durumu birlikte değerlendirmesi uygundur. Kadının yaşam stili ve egzersiz geçmişi de detaylıca sorgulanmalıdır.

    Sağlık kontrollerinden geçmiş ve herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan gebe kadın 2. trimesterden itibaren aerobik egzersizlere başlatılabilir. 2. trimester boyunca egzersiz süresi ve şiddeti 28. hamilelik haftasına kadar kademeli olarak arttırılabilir. 28. haftadan sonra ise kademeli şekilde egzersiz şiddeti azaltılır.

    Gebelik döneminde hangi sporlar yapılabilir?

    Temaslı sporlardan, su altı sporlardan (dalış) kaçınmak mantıklıdır. Çok sıcak ortamlarda da egzersiz yapılmamalıdır. En uygun sporlar yürüme, bisiklete binme, kol bisikleti ve yüzmedir. Yüzme sırasında suyun kaldırma kuvveti sayesinde eklemlere fazla ağırlık binmesi engellenir ve eklem ve kas yaralanmalarından kaçınılmış olur. Yüzme genellikle vücut ısısından daha düşük sıcaklıklarda yapıldığı için vücut iç ısısı çok artmaz ve ilk trimesterde de tavsiye edilebilir. Egzersizler, süre olarak 15-30 dk. sıklık olarak ise haftada en az 3 gün, tercihen 5-7 gün yapılmalıdır. Egzersiz öncesinde ve sonrasında yeterli miktarda su içilmeli ve böylelikle dehidratasyon ve vücut ısısının aşırı artışından korunulmalıdır.