Alopesi (Kellik)

​​​​​​


Saç insanın sosyal yaşamında çok önemli bir rol oynar. Saç adeta gençliğin, güzelliğin ve gücün simgesidir. Bu nedenle saç dökülmesi ya da saç kaybı sadece tıbbi bir hastalıktan ibaret değildir. Aynı zamanda kişinin psikososyal ve genel durumunu da etkilemektedir. Saç dökülmeleri ve kayıpları çok çeşitli olup tedavileri de çeşitlerine göre farklılık gösterir. Farklı nedenlere bağlı ortaya çıkan saç dökülmelerinin tedavi edilebilmesi için öncelikle doğru tanı ve tanıya göre tedavi yaklaşımı önemlidir. Bu nedenle saç dökülmesi veya kaybı yaşayan kişilerin dermatoloji uzmanına başvurmaları gerekir.

Saç ve gövde kıllarının doğuştan az olması veya hiç bulunmaması ya da sonradan dökülmesine alopesi adı verilir. Alopesiler; skatrisyel  alopesiler  ve  skatrisyel  olmayan alopesiler  olmak üzere başlıca iki ana gruba ayrılır. Skatrisyel alopesiler de kendi içinde konjenital  ve edinsel olarak sınıflandırılır.

Skatrisyel olmayan alopesiler (kıl folükülünde kalıcı hasar bırakmayan saç dökülmeleri) alopesi areata, androgenetik alopesi (en sık) ,telogen efluvium, anagen efluvium, traksiyon alopesisi ve trikotillomani olarak çeşitlere ayrılır.

Alopesi Areata (pelad), kıl folikülünün T lenfosit aracılığıyla oluşan otoimmün bir hastalığıdır. Halk arasında saçkıran diye bilinir. Lokal, yuvarlak (para tarzında), net sınırlı saç kaybı alanlarıyla karakterizedir.  Kayıp alanlarındaki deri normal görünümdedir; kızarıklık, pullanma ya da deri yapısında değişiklik yoktur. Hastalık birden bire ortaya çıkar. Otoimmünite, genetik yatkınlık ve stres, ortaya çıkışında rol oynayan faktörlerdir. Alopesi areatada, otoimmün tiroid hastalığı, vitiligo, diyabet, pernisiyöz anemi, bağ dokusu hastalıkları gibi diğer otoimmün hastalıkların da görülme sıklığı yüksektir. Yine anksiyete ve depresyon bu hastalarda sıktır. Hastalık saçlı deri, kaş, kirpik, sakal hatta tüm vücut kıllarını etkileyebilir. Genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkar. Hastalık ilerleme göstermeden kalabileceği gibi ilerleme ve yinelemeler gösterebilir. Bazen kendiliğinden iyileşebilir. Hastalığın seyrini etkileyen olumsuz faktörler arasında ergenlik öncesi başlangıç,  birden çok alanın tutulması, saçlı deri sınırında her iki yan tarafta ve ense bölgesinde saç kaybı anlamına gelen offiazisin olması, beraberinde atopik egzama varlığı, aile öyküsü olması, tırnak bozukluklarının olması ve hastanın tedavi uyumsuzluğu sayılabilir. Hastalığın yaygınlığına göre lokal (steroid, immünoterapi ajanları) ya da ağızdan farklı tedavi seçenekleri (steroidler, bağışıklık yanıtını değiştiren ilaçlar) ile hastalık tedavi edilebilir. Bu hastaların psikolojik açıdan değerlendirilmeleri ve gerekirse tedavi edilmeleri tedavi başarısı için önemlidir.

Androgenetik Alopesi, kadınların %40'ında, erkeklerin ise %60'ında yaşamlarının bir bölümünde görülebilir; 40-50 yaşları arasındaki her on erkekten dördünde görülür. Kadınlarda özellikle menopoz sonrasında görülme sıklığı artar.  Androjenler, puberteden başlayarak, genetik olarak belirlenmiş, androjenlere duyarlı kıl folikülleri ile etkileşime girer.  Bu etkileşim de giderek, kıl foliküllerinin minyatürizasyonuna ve saçlarda ilerleyici bir incelme ve saç kaybına neden olur. Ortaya çıkışında genetik faktörler ve androjen hormonları rol oynar. Androjen hormonlarında bir bozukluk olmayıp androjenik reseptör artışı ve reseptörlerde aşırı duyarlılık söz konusudur. Erkeklerde frontotemporal (alın) saç çizgisinde gerileme, vertekste (tepede) dökülme görülürken kadınlarda saç kaybı daha az olup genel seyrelme, tepe saçlarında incelme söz konusudur. Genellikle saç çizgisi korunur. Tedavide topikal minoksidil ve ağız yoluyla finasterid (antiandrojen) ilaçlar kullanılır. Genetik faktörler etkili olduğundan sürekli tedavi gerekmektedir. Tedavide saç mezoterapisi, PRP (trombosit bakımından zengin plazma tedavisi), lazer ve ışık uygulamaları, saç ekimi diğer tedavi seçenekleridir.

Telogen Efluvium, saçlarda geçici dökülme artışı ve saçlarda diffüz seyrelmeyle karakterize saç dökülmesidir. Normal saçlı deride folliküllerin  %90-95' i anagen, %5-10'u telogen (günde 50-100 saç teli atılır) evrededir. Telogen efluviumda, telogen faza geçen kılların sayısında artış olur ve saçlar aniden ve dramatik şekilde dökülür. Kıl çekme testi pozitiftir. Her yaşta görülebilir. Günlük dökülen saç sayısında artış vardır. Saçlarda genel seyrelme görülür. Pek çok faktöre bağlı ortaya çıkabilir. Doğum sonrası (3 ila 6'ncı ayda başlar), oral kontraseptif kullanımı/bırakılması, demir eksikliği anemisi, ağır diyet, ateşli hastalıklar, büyük operasyonlar, emosyonel stres, ilaçlar (hipertansiyon ilaçları, kan sulandırıcı ilaçlar vb.), hipertiroidi/hipotiroidi gibi endokrin hastalıklar bu faktörler arasında sayılabilir. Günde dökülen saç sayısı 100'ü aşar. Tam kan sayımı,  vitamin b12, çinko, demir düzeyi, tiroid fonksiyon testleri gibi tetkikler istenmelidir. Altta yatan hastalıkların veya eksikliklerin tedavisi, neden olan ilaçların kesilmesi ile saç dökülmesi tedavi edilir.

Anagen Efluvium, Anagen evredeki saçların dökülmesidir. Saçlı deride görülür, ani başlar, çok sayıda saç dökülür. Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları ve zehirlenmeler, ortaya çıkışında etkili olur.

Traksiyon alopesisi: Saçların aşırı çekme kuvvetinden kaynaklanan saç dökülmesidir. Genellikle sert ve sıkı yapılan  saç topuzları, saç örgüleri, saçlara şekil vermek amacı ile yapılan sıcak saç düzleştiricileri ve sert yapılan saç tarama uygulamalarına bağlı olarak gelişmektedir. Sıklıkla saçları kıvırcık olan ve bunları düzleştirmeye çalışan kadınlarda görülmektedir. Erken fark edilerek neden ortadan kaldırıldığında kalıcı saç dökülmelerine neden olmamaktadır. Özellikle uzun süre saçta kalan örgüler saçlarda gerginlik etkisi ile dökülmeye neden oldukları gibi saçların büyümesini durdurmakta hatta saç folliküllerine kalıcı zarar vermektedir.

Trikotilomani, kişinin kontrol edemediği dürtüleri (kompülsiyonlar) nedeniyle kendi saçını veya tüylerini yolduğu psikiyatrik bir hastalıktır. Her yaşta ve cinsiyette ortaya çıkabilir. Sıklıkla geç çocukluk ve ergenlik döneminde, 11-13 yaş civarında başlar. Hastalığın daha sık başladığı bu dönem akla hastalığın başlangıcında bazı hormon değişikliklerinin etkisini düşündürmektedir. Psikoterapi yanında ilaç tedavisi gerekebilir.

Skatrisyel Alopesiler, kıl folliküllerinde sürekli yıkımla oluşan kalıcı saç kaybına yol açan bir grup hastalığın adıdır. Deri ince, atrofik görünümdedir. Altta yatan hastalığa bağlı olarak saç köklerinde kayıp olur ve kaybedilen saçlar geri çıkmaz. Bazen skatrisyel alopesi ciddi yanık, enfeksiyon, tümör veya radyoterapi tedavisi gibi nedenlere bağlı oluşabileceği gibi liken pilanopilaris, frontal fibrozan alopesi, diskoid lupus eritematozus, folikülitis dekalvans gibi inflamatuvar hastalıklara bağlı olarak da meydana gelebilir. Derin saçlı deri mantar enfeksiyonları da skatrisyel alopesiye neden olur. Skatrisyel alopesilerde alopesi tipine göre tedavi farklılık gösterir. Tedavi zordur, sabır ve süreklilik gerektirir.